Tag Archive | lider

Vaktiniz var mı?

Yüzyılların konusu olan liderlik ve yöneticilik kavramları her zaman gündemimde oldu. Lider olmak, yönetici olmak, lider doğmak, liderlik yapmak filan derken, sıklıkla bu konuları konuşurken, dinlerken, araştırırken buldum kendimi.

Bütün bunların arasında gezerken zihnimde oluşan bir soruya takıldım kaldım. Liderlik ve yöneticilik bir bütünün iki parçasıyken, yöneticilik yapmak üzere oldukça sağlam zaman harcanırken, liderlik yapmaya ne kadar zaman ayırılabiliyor acaba?

Kendi kurumsal çalışma yaşamıma, sonra da danışmanlıkla, koçlukla dışarıdan katkı sağlamaya çalıştığım başkalarının çalışma yaşamlarına dikkatle baktığımda şunu fark ediyorum: Lider ve yönetici zaman zaman birbirinin yerine kullanılan ve sanki biraz da birbirine karışmış kavramlar olmaya devam ediyor. Karışmakla kalmıyor, bazen de aynı amaca hizmet ederken bulabiliyorlar kendilerini: yapılan işi en iyi şekilde anlamak ve yönetmek. Temelindeki bana göre en güçlü neden de yönetici seçimlerinin işin ustası ve uzmanları arasından yapılıyor olması.

Kabul, pek fena bir durum değil ama sanki bir şeyler eksik içinde.

Tamam işi en iyi şekilde anlayalım, yönetelim ama o işe dair hayalleri ne zaman kuralım? O işin en değerli parçası olan insanları nasıl işin parçası olarak tutacağımızı ve bizim inandığımız hayallere inanmalarını nasıl sağlayacağımızı ne zaman düşünelim? İşlerin yapılış şekilleri ile ilgili, iletişimle ilgili, takım içi ilişki yönetimi ile ilgili, toplantıların etkin olmasını sağlamakla ilgili, işleyişteki yapının etkin olup olmadığı ile ilgili ne zaman çalışalım? Çalışanların gözünden işleri anlamak için onlarla oturup sadece onlarla ilgili konuşmayı ne zaman yapalım? Çok sağlam dışarıdan bakma sorusu olan “Burada neler oluyor?” sorusunu ne zaman sorup, ne zaman düşünüp cevap verelim?

Liderlik yapmak, en az işi geliştirmek, yeni pazarlar yaratmak, karlılığı artırmak için harcanan çaba kadar nasıl lider olmalı ve nasıl liderlik yapmalı konularında çaba ister. Liderlik yapmak, sorumlu olduğu alanın dışına çıkıp, bütünü görererek liderlik stratejisinin oluşturulmasını ister. Liderlik yapmak, sadece işin nasıl yapılacağını anlatan bir rol tanımı değil, nasıl liderlik yapılmasının beklendiğini de anlatan bir rol tanımı ile çalışılmasını ister, sadece işin uzmanı ve ustası olmanın yeterli olmayacağını, farklı bir şeylerin de olması için emek harcanmasının gerektiğinin anlaşılmasını ister. Tüm bunlar için ne ister? Düşünmek, çalışmak, uygulamak için vakit ister.

O halde tüm lider ve yöneticilere sormak lazım, lider olmaya gönüllüsünüz ancak, liderlik yapmaya vakit ayırmaya ne kadar gönüllüsünüz?

Mutlu haftalar..

Yeni Nesil Liderlik – Liderlik Yapmaktan Lider Olmaya

Eskiden liderler çay içerdi de, şimdi kahve mi içiyorlar? Ya da eskiden farklı koltuklarda otururken, şimdi yeni koltukları mı oldu? Eskiden başka bir dil konuşuyorlardı da, şimdi farklı bir dil mi konuştukları? Şimdi fazladan elleri, kolları mı var? Aslına bakarsanız dışardan bakıldığında hiç de öyle göze görünür bir fark yok, peki o zaman yeni nesil, eski nesil ne demek? Ne değişiyor liderlik nesilleri arasında?

Geleneksel ve yeni nesil liderlik arasında çok temel bir fark olduğunu gözlemliyorum, o da liderlik yapmaktan lider olmaya geçişin yarattığı fark. Geleneksel liderlik, belli bir alanda, belli bir gruba, belli bir konuda iyi liderlik yapmayı tariflerken, yeni nesil liderlik “lider olmayı” esas alan bir bakış açısını içeriyor. En kritik nokta da şu galiba: Yeni nesil liderlik kavramı sadece bir kurumda yöneticilik yapan veya yönetici seçilme potansiyeli yüksek insanlara seslenmiyor, yeni nesil liderliğin kapsama alanı çocuklardan başlayıp, yaşamda nefes almakta olan herkese uzanıyor. Yeni nesil liderlik kavramı, lider olmayı bir tür bireysel yaşam felsefesi haline getiriyor.

Yeni nesil liderlik, geleneksel liderliğin özü olan “nasıl liderlik yapılır” kavramından, “nasıl lider olunur” kavramına geçişi kolaylaştıracak bir takım çok değeli insan özelliklerinden söz ediyor.  Öyle özellikler ki bunlar, aslında insanın içinde olan, ama yakalayıp çıkarmadıkça varlığını bile unutabildiği özellikler.

Bakın bence yeni nesil lider olmayı destekleyen bu özelliklerden bazıları neler:

  • Analiz edip sonuca giderken, karar verirken mutlaka içindeki hissi de fark etmek, ya da o hissin sahibi olan zihindeki “bilge sese kulak vermek
  • Liderlik için çaba elbette son derece önemli, çünkü çaba bir anlamda kararlılık demek, ama bazı şeyler olmuyorsa, belli bir noktadan sonra “kabul” ve peki şimdi nereye ve nasıl gidelim sorularının cevaplanabilir olması da en az çaba kadar önemli
  • Detaylı düşünmek, zihinde gelecek tasarlamak kesinlikle önemli liderlik meziyetleri, ama bu noktadaki farkındalık da bir o kadar önemli. İş planları, bireysel analizler yaparken, zihin tasarımlarının, “zihin tasarımları” olduğunun, % 100 gerçek olmadığının farkında olmak, bunların gerçek durumu anlamayı bozmasına izin vermemek
  • Bir şeyleri öngörüp kaçınmak elbette önemli, ama genel tavrın kaçınma değil, istenen sonuca “yaklaşma adımları” içermesini sağlamak, yani başımıza şunlar şunlar gelmesin diye böyle yapalım değil, şunları gerçekleştirmek için böyle yapalım durumu.
  • Geçmişin analizi ve geleceğin tasarlanması arasında gidip gelirken, şimdiyi, yani bugünü yani akışı kaçırmadığından emin olmak, çünkü en güçlü yaratımlar “şimdi farkındalığı” ile çıkıyor ortaya
  • Kararlı olmayı katı olmakla birleştirmeden, “esnekliği” liderlik becerilerinin en temeline yerleştirmek
  • Liderlik denen şeyin tek kişilik bir şey olmadığını iyi anlamak. Lider olmanın hem kişinin kendisi ile olan ilişkilerini yönetirken, hem de ekibi ile ilişkilerini yönetirken “doğru anlama” konusunda en önemli destekçisi olacağının farkında olmak
  • Kendini, ekibi, kaynakları, zamanı tüketmek yerine, bunların hepsini en iyi şekilde “beslemek”, bunu yaparken telaş ve hız arasındaki farkı farkında olmak
  • İçindeki duyguların farkında olmak, o duyguların en temelinde “sevgi” olduğundan emin olmak

Temel liderlik becerileri ile yukarıdaki özellikleri doğru harmanlayan bireyler, hangi yaşta olurlarsa olsunlar çevrelerindeki insanların dikkatini çeken, daha fazla sevilen, daha mutlu, daha başarılı ve verimli bireyler haline geliyorlar.

Sonuç olarak, yeni nesil liderlik yeni bir icat değil, sadece güçlü insan özellikleri ve farkındalıkları ile donatılmış liderlik sanatının ta kendisi.

Bu hafta biraz lider olma konusunda kafa yoracak olsanız ve kendinize ve çevrenizdekilere dışarıdan bakarak değerlendirseniz, lider olma ve liderlik yapma ile ilgili neler fark edersiniz? Yeni nesil liderliğe geçişi kolaylaştıran özellikleri daha fazla yaşamınızın parçası haline getirmekle ilgili neler söylersiniz? Belki bu özelliklere sizin de eklemek istedikleriniz olur, ne dersiniz?

Başarılı Yöneticilerle İlgili 10 Güçlü Gerçek

Yönetici olmak iş hayatına yeni başlayan insanların çoğunun en büyük hayali. Bugüne kadar yaptığım tüm iş görüşmelerinde gelecek plan ve hayallerini sorarım gençlere,onlar da kendilerini 5 yıl içinde yönetici konumlarında görmek istediklerini söylerler. Peki yönetici olmak ne demektir? Sadece çok para kazanmak, araba sahibi olmak, toplum içinde bir unvan sahibi olmak mıdır? Bana göre yönetici olmak aşağıdaki temel özellikleri yerine getirerek hem kendisini, hem ait olduğu kurumu, hem de yönettiği ekibi ileri taşıyacak adımlar atabilmektir. Nasıl tanımlarız başarılı dediğimiz yöneticileri, nedir ortak özellikleri?

  1. Bireysel ve kurumsal alışkanlıkları yönetirler, çünkü alışkanlıkların iyi ya da kötü iş sonuçları üzerindeki etkilerini çok iyi bilirler.
  2. Beyinleri, duyguları, ilişkileri, algıları, yönetirler, çünkü her bir insanın farklı olduğunu, yönetilmesi gereken birincil öncelik ve önemdeki kavramın “insan” olduğunu iyi bilirler.
  3. Çalışan gelişiminin kendi başarıları ve kurumun geleceği için önemini çok iyi bildikleri için çalışan gelişimini yönetmek için ciddi zaman ayırırlar.
  4. Gelecek vizyonunu çok iyi kavrayarak, ekiplerinde yer alan kişilerin bu vizyona paralel çalışmaları için gerekli sistem ve yöntemleri sürekli hayatta tutarlar, çünkü bilirler ki insanlar yapılmakta olan büyük resmin ne resmi olduğunu bildikleri ölçüde kendi boyadıkları kısmı daha iyi ve güzel ve yerinde boyarlar.
  5. İç ve dış müşterilerinin kimler olduğunu ve müşteri memnuniyetinin öneminin, çalışan bağlılığından geçtiğini çok iyi anlarlar, bunu da ekiplerindeki kişilere sürekli hatırlatacak yöntemler geliştirirler.
  6. Süreçleri, iletişimi, toplantıları, performansı nasıl yöneteceklerini çok iyi bilirler, çünkü bilirler ki işin içeriği kadar o işin nasıl yapıldığı, süreçlerin etkinliği, yapılan toplantıların verimliliği, çalışan performansı da çok önemlidir.
  7. Çalışan sürekliliğini sağlayabilecek yöntemler üzerinde çalışırlar, çünkü bilirler ki çalışan döngüsünün yüksek olması hem kuruma hem de ekibe zarar verebilir ve kazanılmış olan ivmeyi düşürebilir.
  8. Çalışma ortamlarının verimlilik üzerindeki etkisini bilerek hareket ederler, çalışanların keyifle çalışmalarını destekleyecek küçük değişimlere açıktırlar.
  9. Tüm işlere bütünden bakmayı iyi bilirler, bir yandan da bütünün detaylarını yürütecek ekibi, teknik olarak işine çok hakim kişilerle kurarlar.
  10. Kendi zamanlarını yönetirken, zamanlarını işin kendisi, işi yapan çalışanlar, kendi özel hayatlarına ait zamanlar arasında doğru dengeyle dağıtırlar.

Kurumsal Davranış Modeli

Bireysel davranış biçimlerini çok sık gözlemliyoruz, çok da sık üzerinde düşünüyoruz. Peki bir kurum için düşünsek, kurumsal davranış modeli sizce nedir ve nasıl olmalıdır?

Yine bir hayal kuralım, varsayalım bir iş yeri var ve o iş yerinde herkes yapılan iş her ne olursa olsun nasıl davranılması, nasıl konuşulması, nasıl paylaşılması gerektiğini çok iyi biliyor. Biliyor ki hem var olan çalışanlar, hem de kim gelirse gelsin yeni gelecek çalışanlar bu davranış tutarlılığı içinde olacaklar, bilecekler ki bizim kurumumuzda ortak davranış biçimi budur ve her türlü kurala, prensibe ve davranışa da aynen yansır. İşte bana göre kurumsal davranış modeli kurumsal kültürün, yönetim felsefesinin ve iş yapış prensiplerinin gözlemlenebilir davranışlara dönüşmüş şeklidir. Bu model farkındalıkla yönetildiğinde o kurumun sürdürülebilir gelişimini, çalışanların devamlılığını ve işlerin kaliteli yürütülmesini sağlayan tek etkendir diye düşünüyorum. Kurumların üst yönetiminin üzerinde önemle durması gereken o kuruma ait ve kurumu içindekilerle birlikte ileri taşıyacak kurumsal davranış modelini oluşturmak ve uygulanmasını sağlamak olmalıdır.

Doğru ve ileri taşıyan kurumsal davranış modelinin içinde neler olmalıdır

  • Kendini gözleyen ve gözden geçiren yönetim şekilleri
  • Doğru, paylaşılan ve anlaşılan, ebeveyn-çocuk değil de yetişkin-yetişkin iletişimi her türlü ilişkinin ve iş yapışın temeline oturtan bakış açıları
  • Yapılan işten önce o işi yapanın doğru insan olmasının önemini fark eden bir yönetsel zihniyet
  • Gidilen yolu ve yolun sonundaki hedefi gösteren, anlatan, paylaşan yöneticiler ve yönetimle aynı yöne bakabilen çalışanlar
  • Asıl işlevi hedeflere ulaşılmasını sağlamak olan araçları hedefin kendisiymiş gibi göstermek yerine, her zaman önce hedefi paylaşan ve sonra hedefe ulaştıracak araçları vurgulayan liderler
  • Doğru ve geliştiren hata ve problem giderme yaklaşımları
  • Eylem ve söylem tutarlılığı
  • Geçirgen liderler – bilgiyi ve gerçekleri yukarıdan aşağıya, aşağıdan da yukarıya gerektiği biçimde aktarabilme yetisini geliştirmiş liderler
  • Net bir gelecek resmi, o resmin nasıl çizeleceği ile ilgili bilgi paylaşımı ve resmi çizmeye yarayacak her türlü malzeme
  • Kurumsal değerlerin güçlü farkındalığı ve şartlar ne olursa olsun vazgeçilmezliği
  • Sarsılmaz güven
  • Çalışanların kurumun tüm kaynakları arasında en vazgeçilmez öneme sahip olduğu farkındalığı
  • Farkı yaratanın “insan” olduğu bilinci.
  • Mutlu çalışan = mutlu iş sonuçları farkındalığı
  • Gelişen çalışan = gelişen iş sonuçları farkındalığı

Bir Liderin 3 Temel Özelliği: Anlamak, Anlatmak, Anlaşılmak

İletişim yüzyılın sihirli kelimesi. Ama sektörel anlamda kullanılan, iletişim araçları ile yapılan iletişim değil sözünü ettiğim, gerçek, bildiğiniz, yüzyüze, insan insana iletişimden bahsediyorum. Hani şu iletişim derslerinde anlatıldığı gibi, bir ileten var, bir iletilen, bir de mesaj. Sonra beden dili var, kullanılan kelimeler var ve ses tonu var. Sonra içinde duygular var, zihindeki düşünceler var, bazen de olmasa daha iyi olabilecek yargılar var. İşte tam da bu iletişimden bahsediyorum; özet içeriği anlamak, anlatmak ve anlaşılmak olan.

Konu liderlik özelliği olarak iletişim ya, işte bir lider bu şekilde gerçekleştirilen iletişimi başlatmak ve sürdürmek konusunda ne kadar iyiyse, o kadar başarılı oluyor, o kadar sevilen oluyor, o kadar iyi iş çıkaran bir ekibe sahip oluyor. Tüm bunların sonucunda en önemli çıktı, kendisini iyi hisseden bir birey oluyor.

İletişim denilince verilmek istenen bir mesaj, paylaşılmak istenen bir bilgi veya alınmak istenen bir sonuç geliyor aklıma. Bunların hepsinin tam da istenilen şekilde karşı tarafa iletilmesi ancak ve ancak aşağıdaki liste gerçekleştiğinde sağlanabiliyor:

  • Açık ve net olmak
  • Karşıdaki kişinin kişilik özelliklerinin farkında olmak
  • Karşıdaki kişinin “insan” olduğunu, duyguları olduğunu ve duyguların aslında davranışlara yansıyan en temel tepkiler olduğunu hatırlamak, hatta hiç unutmamak
  • Güven vermek ve güvenmek
  • Söylenenleri karşı tarafın anladığından yani diğer bir deyişle mesajı ileten taraf olarak kendi söylediklerinin anlaşıldığından emin olmak
  • Karşıdaki kişinin dilinden konuşabilmek
  • Karşıdaki kişiyi iyi dinlemek, empati ile dinlemek yani gözler, kulaklar ve kalple dinlemek
  • Mümkün olduğunca yargılardan arınarak dinlemek ve öyle de konuşmak
  • Farkındalıkla geribildirim vermek, yani yıkıcı değil yapıcı bir dil kullanmak

Bana göre çok da zor değil dokuz tane noktaya dikkat etmek, belki de kolaylaştırıcı bile denilebilir diye düşünüyorum. Bence yüzyılın becerisi anlamak, anlatmak ve anlaşıldığından emin olmak…