Arşivler

S6B3; Pollyanna’nın yazarı Eleanor H.Porter’ın doğduğu kasaba “Pollyanna Ruhunu” nasıl yaşatıyor?

🌟 Bu bölümde Amerika’dan bir konuğumuz var, Veronica Francis. Veronica, Littleton’da bulunan Pollyanna Vakfında görev yapıyor aynı zamanda Glad Shop ve Glad Club’ların da kurucusu.

🌟 Veronica’yla hala yetişkin dünyasında dillere takılıp kalmış olan “Pollyannacılık” kavramının atfedildiği çocuk karakter Pollyanna hakkında, Pollyanna kitabının yazarı Eleanor H. Porter hakkında ve tabii ki gerçek mutluluk konusunda konuştuk. Bunların beraberinde, Pollyanna ruhunu yaşatmak üzere yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi edindik. 

🌟 Veronica’ya bu güzel ve bilgilendirici sohbet için teşekkür ediyoruz.

Küçük de bir not: Bu bölüme hem Youtube’da yer alan Bir Sorum Var kanalından hem de her zaman olduğu gibi podcast platformaları üzerinden ulaşabilirsiniz. İlgili linkle ulaşabilirsiniz.

Keyifli dinlemeler…

S6B1; “Arbejdsglæde” nedir?

❓ Bir Sorum Var’da yeni sezon başlıyor. Bugün tam yetmişinci bölüme geldik. Bu bölümün sorusu, “Arbejdsglæde” nedir?

🌟 Bu bölümünde Danimarka’dan bir konuğumuz var, Alexander Kjerulf. Alexander Woohoo Inc.’de Chief Happiness Officer.  

🌟 Alexander’la Danimarka dilinde İş’te Mutluluk anlamına gelen “arbejdsglæde” kelimesi hakkında konuştuk ve iş’te mutluluk kavramına hem günümüz hem de gelecek zaman pencerelerinden baktık.

🌟 Alexander’a bu güzel ve bilgilendirici sohbet için teşekkür ediyoruz.

🌟 Küçük de bir not: Bu bölüm diğer bölümlerden farklı olarak hem izlenebilir, hem de Spotify, Apple ve diğer podcast platformları üzerinden dinlenebilir formatta. İzlemek isteyenler için YouTube bağlantı linki:

Merak

Fotoğraf: Pixabay

Geçenlerde yazdığım bir yazıda, merak ve öğrenme arasındaki ilişkiden, merakın zihni özgürleştirme gücünden söz ettim. Yazıyı paylaştıktan hemen sonra da merak kelimesinin sözlükteki anlamından tam anlaşılmayan ve pek de pozitif olmayan bir anlamı daha olmasından yola çıkarak, bu anlam kapsamında merak duymanın mümkün olduğunca hayatın dışında tutulmasının önemini hatırlamak ve hatırlatmak gerektiğini fark ettim. 

Merak dediğimizde aklımıza, yeni şeyleri merak etmek ve bu merak duygusunun doğurduğu öğrenme isteği gelse de merak ve onun doğurduğu öğrenme isteği yeni bilgilere yöneltilmekten uzaklaştırılıp insanlara ve onların yaşamlarına yönelmeye başladığında, sahip olduğu güçlü anlamı yitirme olasılığı taşımaya başlıyor. 

Burada sözünü ettiğim merakı fark etmem, uzun yıllar öncesine, bir iş gezisi için ilk kez yurt dışına çıktığım günlere dayanır. Bir gün bir alışveriş sonrası ödeme yapmak üzere uzun bir kuyrukta beklerken, kimsenin birbirine bakmadığını, herkesin kendisiyle ilgili olduğunu fark edip ister istemez yakın zamanda kendi ülkemde beklediğim pasaport kuyruğu ile karşılaştırmıştım. Bizim pasaport kuyruğu, diğerlerinin ne konuştuğunu duymaya çalışanlar, önlerinde arkalarında olan insanların konuştuklarına karışanlar, birbirinin giysilerini gözünü dikip inceleyenler, yani birbirinin hayatını merak eden kişilerden bol miktarda barındırırken, burada gözlemlediğim kendi kendinelik beni çok şaşırtmıştı. 

Merakla ilgili söylemek istediklerim de buradan doğdu. Merak iyidir ve bizi geliştirir cümlesi son derece doğru, ama başkalarının hayatlarına yöneltilen gereksiz merak, ne yazık ki içinde gelişim ve ilerlemeye dair pek bir şey barındırmadığı gibi, diğer kişilerin yaşam sınırlarının ihlali anlamına da gelme riski taşıyor. Hatta bana kalırsa kediyi öldüren merak da buna benziyor. Tam da bu yüzden kendi içimizde barınan merakı yakından takip etmek ve doğru tarafta durmasını sağlamak önem taşıyor.

Mutluluk, Optimizm ve Helen Keller

Mutluluk konusu eski Yunandan bugüne insanın zihnini meşgul eden bir konu. Kimileri için hayatın parçası, kimileri için de saçma ve uzak durulası bir kavram. Hatta mutluluğun kendi yaşamını sürdürürken zorlandığını söylemek pek de yanlış sayılmaz. En az mutluluk kadar zorlanan kavramlardan biri de optimizm, yani iyimserlik. Optimizmi körü körüne bir olumlu arayışı olarak niteleyenler için saçma, optimizmi yolunda gidenlerden kuvvet alarak hayata devam etmek olarak anlamlandıranlar için değerli. Belki bir seçim yapmak yerine tarafsız bir bakışla anlamaya çalışmak en doğrusudur, kim bilir.

Optimizmi destekleyen “Hayata “her şeye rağmen” farkındalık, umut ve güvenle devam edebilme ve bütünün içindeki detayları görebilme” becerisi, gerçek mutluluğun da temel gereklerinden. Yani aslında bu iki kavram birbirleri ile el eleler. Bu kavramların doğru tanımlanmasının ve hayata dahil edilmesinin keyifli ve faydalı bir yaşam için önemli olduğuna yürekten inandığım için olsa gerek, kitabım Pollyanna Mutlu muydu’yu da bu eksen etrafında yazdım. Ben de bir seçim yapmak yerine tarafsız bir bakışla anlamaya çalıştım. Bilimin bu kavramlarla ilgili söyledikleri, bu kavramlarla ilgili negatif algının nedenleri ve bu kavramları yaşamlarına aktaran insanlar, merak ve araştırma alanımın baş rol oyuncuları haline geldi. 

“Optimizm, başarıya götüren inançtır; umut ve güven olmadan hiçbir şey yapılamaz.” sözlerinin sahibi Helen Keller, bu beceriyi yaşatan önemli örneklerden biri. 

1880’de Alabama’da doğan Keller, 19 aylıkken yakalandığı ateşli hastalık sonrasında görme ve duyma becerilerini kaybediyor. Ailesinin ve Anne Sullivan isimli öğretmeninin desteği ile Braille alfabesi ile okumayı öğreniyor, parmakları ile yazarak iletişim kurmayı başarıyor, müzik çalan ortamlarda titreşimi hissederek müzik dinliyor. Harvard Üniversitesi Radcliff College’dan derece ile mezun olarak dünyada üniversiteyi bitiren ilk görme ve işitme engelli kişi oluyor. İngilizce, Almanca, Fransızca, Latince ve Rusça konuşabiliyor. Kadın hakları, engelli bireylerin eğitim ve rehabilitasyonları konularında çalışmalar yapıyor. “Hayatımın Hikayesi” isimli ilk kitabını 22 yaşında yazıyor. Yaşadığı süre boyunca kitap yazmaya devam ediyor, konuşmalar yapıyor. 1915 yılında kurduğu vakıf, görme kaybı ve körlüğü önleme, tedavi etme, yetersiz beslenme, önlenebilir hastalıklar ve sağlıklı yaşamla ilgili çalışmalarını halen sürdürüyor. 

Keller’ın yaşamı parmak uçlarıyla keşfettiği söyleniyor. 7 yaşındayken ilk öğrendiği kelime “su”. Öğretmeni Anne, Helen’ı bir su pompasının yanına götürüp elini suya tutuyor. Suyun akışını hissetmesini sağladıktan sonra, parmaklarıyla Helen’in avucuna “su” kelimesini yazıyor. Avucunda hissettiği su ile kelime arasındaki bağlantıyı fark eden Helen, nesnelerin isimleri olduğunu anlıyor. Bu yöntem sayesinde kelimeleri hızla öğrenmeye başlıyor. Su kelimesi ile başlayan öğrenme yolculuğu bir kitabının ismine de ilham veriyor: Her Şey Su ile Başladı.

 “Hayatımın Hikayesi” isimli kitabının arkasındaki cümle çok anlamlı: “Bakan körler, işiten sağırlar ve konuşan dilsizlerle dolu olan bir dünyada o, gören bir kör, duyan bir sağır ve kendini ifade edebilen bir dilsizdi.”

Keller’ın kitabında yer alan ve bizi yaşamlarımıza dikkatle bakmaya davet eden bir soru ile tamamlamak istiyorum.Sadece 3 gün daha görebileceğinizi bilseniz, o 3 günü nasıl geçirirdiniz?

S3B15; Beklentinin sonuca etkisi nedir?

Sezon 3, Bölüm 15: Beklentinin sonuca etkisi nedir?

✔️ Bu bölümde cevabını aradığımız sorumuz, “Beklentinin sonuca etkisi nedir?” 

✔️ Pygmalion etkisini daha önce duymuş muydunuz?

✔️ Bir diğer adı Beklenti Etkisi olan bu kavram, Robert Rosenthal ve Lenore Jacobson’ın 1968 yılında Kaliforniya’da bir ilkokulda gerçekleştirdikleri deneyin sonuçlarından yola çıkarak adlandırılmış. 

✔️ Bir tür kendini gerçekleştiren kehanete benzeyen kavram, diğer kişilerin yapabilirliklerine olan inanç ve güvenin, ortaya çıkan sonuçlar üzerindeki olumlu etkisini tarif ediyor.

✔️ Bu bölümde, kendimize biraz yakından bakalım ve gerek çalışma ortamında, gerek özel yaşamda beklentilerimiz ve onların sonuçları üzerinde biraz düşünelim istedik.

Yeni bölümü dinlemek için biodaki linki, Spotify ve Apple Podcasts’i kullanabilirsiniz.Herkese keyifli dinlemeler!

PODCAST BY: NAZLI KILAN ERMUT

S3B14; Kendine Liderlik Etmek Neden Önemli?

✔️ Bu bölümde cevabını aradığımız sorumuz, “Kendine liderlik etmek neden önemli?”
✔️ Kendine liderlik etmek, yani yaşamda kendini yönetmek yaşamın her alanında büyük önem taşıyor. İş yaşamında etkili bir lider olabilmenin ön koşulu, öncelikle kendine liderlik edebilmekten geçiyor.
✔️ Bu bölümde, yaşamda bireylerin kendilerine liderlik etmelerinin önemine biraz daha yakından bakalım ve bu konuda biraz düşünelim istedik.
Herkese keyifli dinlemeler!

Podcast by Nazlı Kılan Ermut

S3B13; Vizyon Nedir?

✔️ Bu bölümde cevabını aradığımız sorumuz, “Vizyon nedir?”
✔️ Vizyon çok tanıdık bir kelime, özellikle de iş yaşamının içinde sıklıkla duyduğumuz bir kelime. Bu bölümde vizyon ve hayal arasındaki ilişkiye ve vizyon kelimesinin geleceği tasarlamaktaki önemine biraz daha yakından bakalım, vizyon tasarımı üzerinde biraz düşünelim istedik.

Herkese keyifli dinlemeler!

Podcast by Nazlı Kılan Ermut

Ata Selçuk ile “Kurumsal Sürdürülebilirlik Çalışmaları Nasıl Gerçekten Sürdürülebilir?”

✔️ Bu hafta Bir Sorum Var’ın konuğu Pazarlama, Inovasyon, Sürdürülebilirlik ve Döngüsel Ekonomi konularında çalışmalar yapan, dersler veren, Mentor ve Danışman Ata Selçuk.
✔️ Ata Selçuk’a “Kurumsal sürdürülebilirlik çalışmaları nasıl gerçekten sürdürülebilir?” diye sorduk.
✔️ Sohbetimize Ata Selçuk’un bize hatırlattığı ve konumuzu özetleyen çok güzel bir atasözü ile başladık “Bu dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, biz onu torunlarımızdan ödünç aldık.”
✔️ Sohbetimizde sürdürülebilirlik kavramına hem bireysel hem de kurumsal açıdan bakma fırsatımız oldu ve sürdürülebilirlik stratejilerini iş planlarına, kurumsal ve bireysel davranışlara indirgemek için yapılabileceklere dair çok değerli bilgiler aldık. Bilgilerin yanında konuyla ilgili daha derin takip için çok değerli referans kaynaklar da öğrendik.
✔️ Sevgili Ata Selçuk’a programımıza katıldığı için teşekkür ediyor, bu güzel sohbeti keyifle dinlemenizi diliyoruz…

Podcast by Nazlı Kılan Ermut

S3B11; Erteleme İyi Bir Şey Olabilir mi?

✔️ Bu bölümde cevabını aradığımız sorumuz, “Erteleme iyi bir şey olabilir mi?”
✔️ Erteleme alışkanlığı genellikle olumsuz bir alışkanlık olarak etiketlenen alışkanlıklar arasında yer alır. Acaba gerçekten olumsuz mu, yoksa aslında işe yarar yanları da olabilir mi, bu bölümde biraz düşünelim istedik.
Herkese keyifli dinlemeler!

Podcast by Nazlı Kılan Ermut

S3B10; Rutin ve Monoton arasında Ne Fark Var?

✔️ Bu bölümde cevabını aradığımız sorumuz, “Rutin ve monoton arasında ne fark var?”
 
✔️ Her şey hep aynı diye yakınmamızın arkasında kimi zaman seçimler yatıyor. Bu bölümde zaman zaman aynılık konusu ile eşleşen rutin ve monoton kelimelerine biraz yakından bakalım istedik.
  
Herkese keyifli dinlemeler!

Podcast by Nazlı Kılan Ermut