Ne Arıyoruz?

Sürekli bir şeylerin peşinde koşar halimiz var. Sabah uyandığımız dakikadan, gece olup yatıncaya kadar, aslında doğduğumuz günden başlayıp, bu yaşamla vedalaşıncaya kadar.

Peki buluyor muyuz aradığımızı, ya da biliyor muyuz aradığımızın ne olduğunu? İşte bu sorunun cevabı konusunda tereddütlerim var. Sanki bilirmişiz gibi hissediyoruz, sanki bilirmişiz gibi yapıyoruz, ama öyle bir an geliyor ki, bu koşturmaca nereye sorusunu sorarken buluyoruz kendimizi.

Ben bu soruyu kendime sorduğumda oldukça kafa karıştırıcı bir kapıyı aralamıştım kendi dünyamda. Bilirsiniz yaşam aslında bir alışkanlıklar örüntüsü içinde geçer. Bende de aynı örüntünün kendi ördüğüm hali vardı elbette. O örüntüler bazen öyle bir hal alır ki, sıkı bir örgü gibi, kendisinin dışını göstermemeye başlarlar. Benimki de sıkı örgü halindeydi. İşte tam da o noktada sordum galiba kendime bu koşturma nereye, ben aslında ne istiyorum sorusunu. Cevap çok güçlü geldi, ben iyi hissetmek istiyorum, bana iyi hissetirecek şeyleri yaparak koşmak istiyorum, koşarken etrafımı da görmek istiyorum, gördüğüm yerlere güzel şeyler bırakarak geçmek istiyorum, yorulurum biliyorum, ama o tatlı yorgunluğun da bana iyi geleceğini biliyorum.

Benim kendi soru cevap kısmım, bana benim mutluluk tanımımı hatırlattı, aradığım şeyin aslında içinde daha güçlü bir anlam ve katkı barındıran, benim için değerli şeyleri fark ettiren, kendimi iyi hissettiren, benim tanımımla mutluluğu getiren bir hal olduğunu keşfettirdi.

Mutlu musun, mutlu değilim, her şey böylesine kötüyken nasıl mutlu olunur ki bu durumda, mutluluk da neymiş, işimiz gücümüz var, onunla uğraşacak vakit yok, herkes işine baksın… İşte bu ve bunlara benzer kelimeler, cümleler mutluluğu sanki lüks bir şey, zor zamanlarda adının anılması vurdumduymazlık ifade eden bir şey, zaten de pek de mümkün olmayan bir şey gibi algılatıyor insana.

Oysa mutluluk ne bir lüks, ne bir safsata, ne bir vurdumduymazlık, ne bir imkansızlık. Mutluluk atacağımız her adımı fark ettiren, yaptığımız her işi zenginleştiren, aldığımız her nefesin değerini keşfettiren, hani şu en başta söylediğim, sabah uyandığımız andan, gece yattığımız ana kadar geçen sürenin koşmaca değil de etrafı da görmemizi ve fark etmemizi sağlayan bir yürüyüş ya da koşuya dönüşmesini sağlayan en güçlü hal. Mutluluk yaşama koskocaman bir gülen suratla, olan bitenlerden uzak ve bağımsız, sanki bir fildişi kulede yaşıyormuş gibi bakmak değil, aksine bütün kulelerden uzak ve yaşamın tam da içinde ne olup bitiyorsa hepsini fark ederek, tüm zorluk, imkansızlık ve kötülükleri görüp, bunlarla beraber daha başka neler var ve ben iyi veya kötü kendi yaşam resmimin bütününü düşünerek neler yaparım sorusunun cevabını vermek aslında.

Bazen mutluluğu öyle uzak bir yerlere yerleştiriyoruz ki, giderek anlamsızlaşıyor ve adından bile bahsetmek güçleşiyor. Şöyle bir hayal edin, sizin gözünüzün önüne gelse mutluluk, ne kadar mesafede duruyor, elinizin uzanacağı bir yerlerde mi, yoksa çok uzaklarda mı? Aslında mutluluk ifadesi hepimizin kendi kafamızın içinde saklı, yani çok yakınımızda.

Bu Pazar gününüzü biraz kendi mutluluk tanımınız, kendi mutluluk bakışınız ve kendi mutluluk farkındalığınız üzerinde kafa yorarak geçirmeye ne dersiniz?

Herkese mutlu bir gün dilerim…

2 thoughts on “Ne Arıyoruz?

  1. Zihnine+eline sağlık benim kızım olduğunu söylemeğe gerek yok beni de geçeceksin!

    Yanaklarından öperim

    KKILAN, baban

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.