Zaman zaman davranışlarımızı yöneten inançlarımızdır dersem ne düşünürsünüz? İçimizde en derinde yarattığımız kolaylaştırıcı olsun diye var olan düşünce şekillerimizdir onlar dersem, ne dersiniz?
Evet bana göre inançlarımız yaşamı bize daha pratik yaşatan ve bizlerin yaşamda duyduklarımızdan, gördüklerimizden ve deneyerek öğrendiklerimizden hareketle geliştirdiğimiz kalıp cümlelerimiz. Pratik yaşatan dediğimde, pratik kulağa nasıl geliyor? Kolaylaştırıcı gibi değil mi? Eh biraz kolaylaştırıcı, çünkü karar ve yola çıkma noktalarındaki düşünme sürecinde kolaylık sağlıyor. Ancak, kolaylaştırıcı demek her zaman bizim için yararlı mı demek? İşte burada ikilem ortaya çıkıyor, ne yazık ki yararlı, destekleyici ya da faydalı olmayan kolaylaştırıcılık da yaşatabiliyor inançlarımız.
Bazı inançlarımızın bizim için oluşturduğu kısa yollar, “hadi bir an önce” kalıbı uyumlu gelirken, bazı inançların kısa yolları ise, “sakın ha, asla, deneme bile, çünkü yapamazsın” kalıbı ile uyumlanıyor. Yani her iki durumda da karar ya da eylem çok hızlı oluyor, ama bazen durma hali, bazen de harekete geçme hali ile son buluyor konu.
Yani o durum böyle olduğunda inançlarımız ya bizi itekliyorlar ve destekliyorlar, ya da “asla yapamazsın, nedenini de fazla sorgulama, çünkü öyle işte” diyerek durduruyorlar. Adı üzerinde inanç, inanmaktan geliyor. Tam da şöyle bir durum ortaya çıkıyor kendiliğinden; yapıp yapamayacaklarımız konusunda neye inanıyorsak, öyle davranırız, bunun da ötesi yoktur.
Peki acaba böyle olmasını en derinde ne kadar istiyoruz? İstiyor muyuz, yoksa sadece otomatikten hareketle, hiç düşünmeden, elimde değil, yapamam, ben böyleyim, asla bu durumda şunu yapamam filan gibi cümleler mi çıkıyor ağzımızdan. Sorguluyor muyuz kendimizi bu konuda?
Son dönemde çok kulağıma takılmaya başladı davranışlara yönelik inanç cümleleri. Özellikle de gençlerden duyduğumda daha fazla kulağıma takılıp orada da kalmaya başladı. Hadi yaşamda geçirilen zaman arttıkça başımıza gelenlerin kalıcı inançlar yarattığını varsayalım, peki gençler daha az zamanda nasıl bu kadar katı inançları bu kadar yürekten benimsiyorlar diye çok şaşırıyorum.
İten ve güç veren inanç cümleleri ile ilgili hiç bir problemim yok, hani diyorsa ki ne iş olsa hallederim, değişim mi, ben onu iki dakikada atlatırım, işte o zaman korkacak hiç birşey yok, çünkü bu cümleler sonsuza kadar destek demektir.
Ancak, duyuyorsak ki, değişim varsa, ben yokum, çünkü asla başa çıkamam. Ben asla yazı yazamam. Benim yabancı dile yatkınlığım yoktur. Tek başıma bu tür şeyleri asla yapamam. Bu iş bir tek böyle yapılır. Eğer böyle kalıpları duyuyorsak, alarmlar çalıyor demektir. Demektir ki, kısıtlayan inanç canavarları kafalarını kulübelerinden uzattılar ve hızla yaklaşıyorlar. Acil dikkat zamanı!!!
Her konuda olduğu gibi bu konuda da farkındalık şart. Fark etmek gerek hangi inançlarımız bizi tutuyor, hangileri arkamızdan itekleyip destekliyor. Tutanları yakalayınca biraz uzağa koymak lazım ki, gerçekten neleri yaparız neleri yapamayız görebilelim. Analiz edip bakmak lazım ki, bunlar bir kaç tecrübe sonrası oluşturduğumuz genellemeler mi, yoksa gerçekleri yansıtan cümleler mi anlayabilelim.
İnanç cümleleriniz üzerinde biraz kafa yormaya, size destekleyenleri güçlendirip çoğaltıp, engel olanları değiştirmeye ne dersiniz?