Bahara Açılan Pencere

Bir sabah uyanırsınız, açarsınız penceresini yatak odanızın, o da ne? Dışarıda bir farkılılık, bir kıpırtı, bir neşe. Şöyle bir kırparsınız gözlerinizi, tekrar bakarsınız etrafa ve çarpar gözünüze, kulaklarınıza ve burnunuza o güzel bahar mevsiminin yanında getirdikleri.

Baharın habercisi olan doğadaki yenilenme ve uyanış hep bir heyecan ve hayranlık uyandırır içimde. Ağaçların yeni çıkan yeşil yaprakları ve rengarenk açan çiçekleri, havada uçan güzel kelebekler, kuşların enfes şarkıları, havaya yerleşen bahar kokusu, papatyalar, laleler, menekşeler, yağmurla gelen bahar damlaları ne kadar güzel bir yenilenmeyi seriverirler hepimizin gözlerinin önüne. Sanki bir dikkat tabelası gibidir baharın yarattığı değişimler bizlerin yaşamları için. Sanki şöyle seslenirler: Dikkat dikkat sevgili insanlar, bir şeyler değişiyor, fark edin; doğa uyanıyor, coşuyor, renkleniyor haberiniz olsun.

Hep düşünürüm, bu dikkat tabelası iyi ve hoş da, acaba bize ne demek istiyor. Tamam haberimiz oluyor olmasına da, acaba bizler bu değişimi yaşamlarımıza ne kadar dahil ediyoruz.

Bir düşünsenize, aynı heyecanla ve kararlılıkla insanlar da her bahar kendilerini yenileseler, aynı heyecanla çiçek açmaya, şarkı söylemeye başlasalar neler farklı olurdu yaşamlarında? Doğadaki bu yenilenme ve heyecanın insan yaşamına tercüme edilmiş hali nasıl olurdu dersiniz?

Ben benim aklımdakileri yazayım, sizler sizdekileri ekleyin isterseniz:

En baş sırada insanın önce kendisine ve sonra kendi hayatına yepyeni bir gözle bakabilme cesaretini göstermesi olurdu.

Hemen arkasından, işine yaramayan yapraklarını bir ağaç gibi döktükten sonra, yeni yaprakların çıkmasına, yeni çiçeklerin açmasına izin vermesi gelirdi.

Yeşerecek yeni yaprakların ve yetişecek taze meyvelerin kimlere nasıl katkı sağlayacağını hayal etmesi olurdu peşi sıra. Yapraklar çoğalıp gölge yaptığında, gölgesinin kimlere ev sahipliği yapacağını düşünüp sevinmesini de atlamamak lazım.

Tıpkı baharın ferah ve güzel kokulu yağmurlarla, pırıl pırıl ışıldayan güneşle yaptığı gibi bir temizlik ve ferahlama çalışması yaparak, hayatında yenilik ve farklılıklara yer açması gelirdi peşinden. Bu yeri açabilmek için, belki zihninde ya da evinde birikmiş eski şeyleri ayıklayıp hayatından çıkartması, belki de saklamak istediklerini bulup, onlara sahip olduğu için teşekkür ettikten sonra, hepsini daha düzgün toparlayıp yenilere yer açacak şekilde yeniden yerleştirmesi olurdu. Ardından da, artık yeterince yer açtığına göre, bu bahar kendimde yeni ve farklı neler olmalı sorusunun cevabını rahatlıkla verebilirdi.

Bütün bunları yaptıktan sonra kendine izin vermesi gerekirdi. Kendisinden bu izni alır almaz da, tıpkı kuşların yaptığı gibi şarkılar söylemesi, kelebeklerin yaptığı gibi kanatlarını zerafetle çırparak hayallerine doğru dans etmesi, açtığı ve açacağı rengarenk ve güzel kokan çiçeklerin içinde bıraktığı coşku ve heyacanı aldığı her nefeste fark etmesi ve kendi hayatına baharı davet etmesi gerekirdi.

Sizler hayatarınıza baharı nasıl davet edersiniz? Baharın temsil ettiği yenilenme ve değişimin acaba sizlerdeki karşılığı nedir?

Biraz düşünmeye ne dersiniz?

 

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.