Şöyle içten bir günaydın duyup da, kendini iyi hissetmeyen var mı içinizde? Ne güzel bir sözcük değil mi? Her ne kadar sabah dileği gibi görünse de, aslında günün bütününe yönelik güçlü bir dilek barındırıyor içinde, günün aydın olsun dileğini paylaşmayı sağlıyor söyleyene, duyanın da içine bir ferahlık veriyor.
Bilmem okurken sizler ne düşüneceksiniz, ama ben günaydınlaşmanın unutulmaya veya ihmal edilmeye başlandığını fark ediyorum ve biraz da üzülüyorum.
Aynı binada yaşayan komşular sabah karşılaşıyorlar ve günaydın demeden yollarına devam ediyorlar. Çocuklar okul servislerine biniyorlar, servis şoförü yorgun, çocuklar uykulu, nerede günaydın, hiç akla gelmiyor. Otobüse biniyor insanlar sıra sıra, kaç tane günaydın duyuyoruz sabahları? Çalışanlar iş yerlerine geliyorlar, koridorda karşılaşıyorlar birbirleri ile, günaydın demek yerine kafaları önlerinde masalarına doğru ilerliyorlar, yöneticilerle çalışanlar asansörde karşılaşıyorlar, herkes ineceği katın gelip gelmediğini kontrol etmekten, birbirine bir günaydın demeyi hatırlamakta güçlük çekiyor. İş yerlerinde öyle bir hal oluyor ki, uzaya füze fırlatacak kadar yüksek teknoloji işleri halleden insanlar, bir günaydın yüzünden birbirleri ile neredeyse davalık oluyorlar.
Tamam biliyorum, biraz abartmış olabilirim, o kadar da değil, o kadar da unutmadık günaydınlaşmayı diyenleri duyabiliyorum, ama kabul edin, o kadar da olmasa da, unutmaya veya ihmal etmeye başladık. Böyle devam ederse, yukarıda yazdıklarım abartı olmaktan çıkıp, fazlasıyla gerçek oluverecekler diye kaygılanıyorum.
Bu Pazartesi’ye başlarken herkes güne gülümseyen bir “günaydın” kelimesi ile başlasa. Sabah evdekilere, asansördeki komşunuza, yolda karşılaştığınız birilerine, markette size yardımcı olan kasa görevlisine, bindiğiniz otobüsün şoförüne, okulda öğrencilerinize, ofiste çalışma arkadaşlarınıza gülümseyerek günaydın deseniz. Zaten sıklıkla günaydın diyenlerdenseniz, önce kutlayıp kendinizi, biraz daha fazlalaştırsanız günaydın dediğiniz kişilerin sayısını.
Hepimiz alışkanlık haline getirsek her sabah mümkün olduğunca fazla günaydın demeyi, hatta görev edinsek günaydınlaşmanın yeniden toplumsal bir alışkanlık haline dönmesini desteklemeyi, sonra da bütün ülkemizin alışkanlığı olsa her sabah gülümsemek ve günaydınlaşmak, nasıl olurdu? Neler farklılaşırdı yaşadığımız şehirde, çalıştığımız kurumlarda, okuduğumuz okullarda, içinde bulunduğunuz ailelerde?
Hadi herkese günaydın olsun, hepimizin günü aydınlık olsun.
Mutlu haftalar…