Kendi Zihnimizdeki Terazilerin Kalibre Olmaya İhtiyacı Var mı?

scale-and-brain-500x400Her birimiz adeta bir terazi gibiyiz. Farkında olarak ya da olmadan, bir takım ölçümler yapıyoruz, sonra da bu ölçümlere göre duygu ve düşüncelerimizi seçiyoruz, hemen ardından da bu duygu ve düşüncelere göre davranmaya başlıyoruz.

Teknik olarak bütün ölçüm cihazlarının zaman içinde doğru ölçüm yapma becerilerini kaybettiklerini biliyoruz. Bir zaman sonra sapmalar ve bozulmalar başlıyor yaptıkları ölçümlerde. Eğer bu bozulmaları fark etmezsek, terazileri kalibre ettirmezsek, gerçek durumdan uzaklaşmalar başlıyor yaşamımızda ve o gördüğümüz bozuk ölçüme göre yaşamaya başlıyoruz hayatı.

Peki bizim kendi zihnimizin içinde ölçüm yapan terazilerin doğrulukları için neler söyleriz? Acaba onlar da zamanla hassasiyetlerini kaybediyorlar mıdır? Ne kadar hata payı ile ölçüm yapmaya başlıyorlardır bu kayıplar olduğunda? Yeniden kalibre olma ihtiyacı var mıdır? Biraz düşünmek ister misiniz?

Sizler düşünürken, ben de mutluluk, neşe, heyecan gibi konulardaki iç terazi ayarlarını hatırlatarak eşlik etsem size ne dersiniz?

Hadi gelin, kısa bir yolculuk yapalım hep birlikte, en iyi hatırladığımız çocukluk günlerimize şöyle bir geri dönelim. Şu her şeyin yeni, her şeyin taze olduğu çocukluk günlerimize. Katıla katıla ağlarken, ufacık bir oyuncak görüp katıla katıla gülmeye başladığımız, yeni bir şeylere sahip olunca heyecanlandığımız, bir oyun arkadaşımız geldiğinde mutluluktan havalara uçtuğumuz, neşe içinde oynadığımız, bir lolipop ile içimizin sımsıcak olduğu günlerimize. O günleri şöyle bir hatırlayıp, oradaki mutluluğu deneyimledikten sonra da dikkatlice etrafa bakarak bugüne geri gelelim. Bugün durum nasıl? Yol boyu neler olmuş bugüne gelene kadar? Hala aynı şekilde gülüp, aynı şekilde mutlu oluyor muyuz? Neşe nerelerde yer buluyor yaşamımızda? Heyecan ne durumda? Bütün bunlara eğer aynı veya daha fazla diyorsak ne ala, ama eğer bir şeyler farklı, bir şeyler daha az veya hiç yok diyorsak, işte tam orada bir yerlerde terazi ayarlarına bakmak gerekli. O zamanlar içimizde var olmaya başlayan mutluluk, neşe, heyecan terazilerimizin ayarları bozulmuş ve artık olması gerektiği gibi ölçmüyor olma ihtimalinin yüksek olduğunu bir fark etmek lazım. Acaba alışkanlıklar ve zaman içinde geliştirdiğimiz körlükler, inançlar, yargılar, geçmiş deneyimlerimizden geleceğe yansıttıklarımız ölçümleri giderek daha da fazla bozuyor olabilir mi diye bir bakmak lazım. Sonra da ayarları nasıl kalibre ederim ki eskisi gibi gülmek, kahkaha atmak, mutlu hissetmek, neşeyi yaşama katmak, basit şeylerle heyecanlanmak yeniden mümkün olsun sorusunun yanıtını aramaya başlamak lazım.

Bu sorunun yanıtını daha çabuk bulabilmek için haydi dönün çocukluktaki en keyifli dönemlerinize ve hatırlayın kahkahalarınızı, keyifli oyunlarınızı, oradaki neşeyi, heyecanı ve mutluluğu, sonra onları bugüne gelen yolda izleyin, azaldıkları noktayı yakalayın ve tekrar eski haline gelmesi, yani ayarların yenilenmesi için ne gerekli biraz kafa yorun. Belki bir reset yani yeniden başlat düğmesi, belki bir sil ve yenile düğmesi, belki de yeni bir pencere aç düğmesine basarak ufak bir ayar yeter, belki de biraz zaman tanıyarak yeniden yapılandırma çalışmaları işe yarar. Ama bir yerlerden başlamak lazım, çünkü bunlar azaldığında, kaybolduğunda hayatın içinde bir şeyler hep eksik kalacak, evde, iş yerinde, içinde bulunduğunuz tüm topluluklarda bir şeyler tamam değil duygusu olacak. Hani en başta da dedim ya, bu bozuk ayarlara göre yaşanan bir yaşam olacak yaşadığımız.

Yeniden ayarlanmış iç terazilerimizin getireceği keyifle daha mutlu günler olması dileğiyle.

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.