Zihin Yapıları

Yeryüzünde her insanın tek ve biricik olması, her bir insanın kendi zihninden baktığı dünyanın da tek ve biricik olmasını destekliyor; çünkü kendi zihinlerimizden bakarak gördüğümüz her şeyi kendi dilimize tercüme edip, ona göre de bir davranış biçimi geliştiriyoruz. Her şeyi tercüme eden zihinlerimizin içinde bir de yapı var ki adına zihin yapısı deniyor, yani İngilizce adıyla “mindset”. Bu konu çok ilgimi çekiyor, çünkü her birimizin yaşamda attığımız her adımı etkileyen, bazen destekleyen, bazen kısıtlayan her ne varsa bu yapıların altından çıkıveriyorlar her daim. Çocukluktan beri geliştirdiğimiz bakış açımız, inançlarımız, alışkanlıklarımız oluşturuyor zihin yapılarımızı. Öylesine otomatikleşiyorlar ki zaman zaman, sanki nefes almak kadar doğal geliyor bize zihin yapımızın davranışa yansımış hali.

Bakın en genel hatlarıyla neler oluyor; Zihin yapımız sabitse, zorluk ve engel vaz geçme nedeni haline gelirken, gelişimi destekleyen zihin yapısı sahipleri için zorluk ve engeller yeni yollar arama fırsatı anlamına geliyor. Sabit zihin yapısı ve konfor alanı çok iç içe geçmiş kavramlarken, gelişimi destekleyen zihin yapısı farklılık ve yenilik keşfetmeye çalışıyor. Gelişimi destekleyen zihin yapısı, çabanın en az sonuç kadar önemli olduğuna inanırken, sabit zihin yapısı sadece sonuç da sonuç diye adeta bağırıyor. Başarısızlık, sabit zihin yapısındaki insanlar için adeta dünyanın sonu, çünkü dünyaya bu taraftan bakan insanlar ağırlıklı olarak hata yapmaktan da kaygı duyan ve mükemmel olmak zorunda hisseden insanlar. Yani başarı her şeyin odağında yer alıyor onlar için. Zeka, yetenek ve beceri, sabit zihin yapısından bakanlara göre belli bir zamana kadar geliştirilen ve ondan sonra da aynı kalan şeylerken, gelişimi destekleyen zihin yapısındakiler, daha fazla neyi ne zaman ne kadar geliştirip, neler katarım acaba diye bakıyorlar yaşama.

Bu durumun yaşama ilginç bir yansıması var. Birden çok insanın bir arada olduğu aileler ve kurumlarda da aynı bakış açıları ortaya çıkabiliyor. Ortak kurallar, ortak ilkeler yöneticilerin ve ebeveynlerin bakış açıları ağırlıklı olarak hangi taraftaysa, davranış biçimleri de, konulan kurallar da, hedefler de, prensipler de ona göre oluyor. Yani yukarıda saydığım bireysel özellikler o aileye, ya da o kuruma birebir yansımaya başlıyor.

Yapılan çalışmalar gösteriyor ki, daha mutlu hisseden insanlar, daha fazla gelişime açık zihin yapısını yaşama aktaran insanlar. Sabit zihin yapısı bakışı yaşamı daha dar bir açıdan yaşamaya zorluyor.

Kendi zihin yapılarınızı gözden geçirmeye ve yaşamlarınıza yansıyan özelliklerini keşfetmeye ne dersiniz?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.