Benim çalışmaya başladığım seksenli yılların sonlarında bireysel gelişim eğitimleri yeni yeni kurumsal eğitim yelpazelerinde yerini almaya başlıyordu. Sadece işin kendisini konuşan, eğitim denilince teknik bilgi kazandırmayı düşünen kurumlar, bireysel farkındalığı güçlendirecek, kurumun içindeki ortaklaşa solunan havayı daha rahat nefes alınır hale getirecek eğitimler aramaya başlıyorlardı. Bu eğitimlerin üç tanesinden en az birinde empati ne demek sorusu gelirdi karşımıza. Görünen oydu ki, iş yaşamında İNSAN giderek önem kazanmaya başlıyordu ve yeni yeni duyulmaya başlayan bu kavramla ilgili konuşmaya da ihtiyaç vardı. Bugün bu tür eğitimler artık koşar adım yaygınlaşmaya başladı, çünkü ne mutlu ki insanın bir kurumun en önemli değeri olduğu farkındalığı gün geçtikçe ve hızla kabul görmeye başladı.
O günlere geri dönersek, eğitimde eğitmen empati ne demek diye sorardı, sonra herkes bir tahminde bulunurdu, en çok başkalarının ayakkabıları gelirdi akla.
Bana o günlerde de empati dedikten sonra başkasının ayakkabısından söz etmek, o ayakkabının sahibinin gözlerinden sanki oymuş gibi bakmak biraz tuhaf gelirdi. Zaman içinde kurumsal yaşamda büyüdükçe, iletişim, bireysel gelişim konularında eğitimler alıp, çalıştıkça kulağıma tuhaf gelen empatinin, yaşamı kolaylaştıran en önemli araçlardan bir tanesi olduğu giderek daha fazla netlik kazanmaya başladı. Bu netlik kazanma durumu, empatinin diğer kişinin yerinde durunca ne göründüğünü kendi yargılarım olmadan görmeye çalışmak olduğunu anladığımda ortaya çıktı. Yani yapmam gerekenin karşımdaki insanmış gibi yapmaya çalışmak yerine, onun durduğu yerden bu durum nasıl gözüküyor acaba, o ne görüyordur oradan sorularını sormanın, karşımdaki insanmış gibi yapmaktan çok farklı olduğunu anladığımda ortaya çıktı.
Gayet açıktır ki yaşamda bakış açısı değiştirmek ve mümkün olan bütün taraflardan bakmak, fiziksel olarak bir nesneyi daha tam ve bütün görmeyi kolaylaştırır. O halde, yaşanan karmaşık durumlar için de aynı şeyi yapabilmenin, yani bakış açısı değiştirmenin, o durumu tam ve bütün görmeyi destekleyen bir araç olacağını kabul gerekir. Peki, bir duruma nasıl farklı açılardan bakılır? İşte tam da şöyle: önce benim gözümden görünen görüntü ne sorusunu cevaplamak gerekir. Hemen ardından biraz konum değiştirip, o duruma dâhil olan diğer kişiler acaba ne görüyorlar sorusunun cevabı üzerinde biraz vakit harcamak gerekir. Görüntünün daha da net olmasını istiyorsak, bir adım daha öteye geçip, ben ve diğer kişiler dışarıdan bakınca nasıl görünüyorlar bu olayın içinde sorusunu yanıtlamak, görüntüyü bütünlemek ve netleştirmek adına çok katkı sağlar.
Peki, görüntünün netliği ne sağlar? Potansiyel yanlış anlaşılmaları azaltır, kişilerin birbirlerini anlamalarını kolaylaştırır, yaşanan durumda beklenen sonuç her neyse, o sonuca doğru yol almayı kolaylaştırır. Adına ister empati deyin, ister demeyin ve sadece diğer taraftan bakmak deyin veya yeni bir bakış eklemek deyin, bunu yapmak, yaşanan problemli durumlar daha kolay çözmek, tıkanmış görünen durumlarda yeni çıkışlar keşfetmek, kısaca iki insanın birbirini anlaması demek olan iletişimi kuvvetle desteklemek demek olacaktır.
Empati, karşıdakinin gözünden bakıp kendi fikirlerinden ödün vermek olmadığı gibi, karşıdakinin durumuna sempatiyle bakmak da değildir. Empati çözümü zenginleştiren bir bakışı yaşanan durumun içine katmaktan ibaret bir bakıştır. Empatiyi kurumsal yaşama katmak, kurumsal ilişkileri zenginleştirir, destekler ve çözümlerin gizlendiği alanların görünür hale gelmesini kolaylaştırır. Unutmamak gerekir ki, empati yapmak içinde bulunulan durumda diğer kişi neye nereden bakıyor görmek, kendi gördüklerimize ek olarak yaşanan durumu bu farkındalığı da ekleyerek anlamaya çalışmak ve sonrasında da çözüme dönük bir strateji oluşturmaktan ibarettir.
Önemle belirtmek isterim ki, bugüne kadar yapmadım, bundan sonra da hiç yapamam demek pek de doğru olmaz, çünkü kendi gözümüzden görünen görüntüyü zenginleştirmek ve aranan çözümü kolaylaştırmak adına ne kadar işe yaradığını fark edince, kolayca alışkanlık haline gelebilen bir bakış açısıdır empati bakış açısı.
Herkese iyi haftalar dilerim…