Bu sabah bir laboratuvarda tahlil yaptırdım. Ellerimi yıkamak üzere tuvalete gittiğimde tuvaletin temizliği ve içerideki temiz koku dikkatimi çekti. Temizlik yapan hanım da içerideydi. Girebilir miyim diye sordum, girin tabii, şimdi temizledim, her yer tertemiz dedi. Zaten temizliği fark etmemek imkânsızdı. Ellerimi yıkadıktan sonra hanıma dönüp, ellerinize sağlık her yer gerçekten tertemiz, yaptığınız işin bu laboratuvar için ne kadar önemli olduğunu biliyor musunuz dedim. Şaşkın bir ifadeyle yüzüme bakıp, kimse bilmiyor ki dedi. Ben de mutlaka biliyorlardır, çünkü bir sağlık kurumunda en önemli şey temizlik ve tuvaletler de temiz tutulması gereken en önemli alanlardan birisi diyerek tekrar teşekkür ettim ve ayrıldım. Sonra ödeme bankosunda tahlillerimin ödemesini yaparken bankodaki hanıma, tuvaletler ne kadar temizdi, çalışan hanım sanırım çok özenli dedim. Böyle şeyler duymaya pek de alışkın olmadığı belli olan banko görevlisi, önce şikâyet ediyorum diye düşünerek savunmaya geçme duruşu almışken, söylediklerimin iyi şeyler olduğunu fark edince gülümsedi.
Bütün bunlar olur olmaz, elbette ve hızla içime işlemiş olan insan kaynakları kimliğim fırladı ve güçlü bir iç sesle konuşmaya başladı benimle. Ne tuhaf kardeşim bu dünya, eğer bu kadın yaptığı işin çalıştığı kurum için değerini ve anlamını çok iyi bilse ve bunu da ona kurumdaki yöneticileri hissettirse, hatta hissettirmek yerine sıklıkla dile getirse, ne kadar mutlu çalışır ve sana da eline sağlık dediğinde, kimse bilmiyor ki demek zorunda hissetmez kendisini. Ne kadar çok kurumda ihmal edilen bir davranış biçimi burada karşına çıkan durum farkında mısın? Neden işi sadece İ ve Ş harfleri ile tanımlıyorlar ve arkasında bulunan gizli ve güçlü anlamı ihmal ediyorlar? Bu da yetmiyormuş gibi, İ ve Ş harfleri ile tanımlananları yapan insanların da aslında o güçlü anlamı fark etmelerine engel oluyorlar? Bir tahlil laboratuvarında tuvalet temizlemek ne kadar basit gibi görünse de, ne kadar ciddi ve önemli bir İŞ. Orada yapılacak titiz olmayan bir davranış gelen hastaların birbirlerine istemeden ne çok şey bulaştırmalarına neden olabilir ve aslında o tanınmış laboratuvarın kimliğine ne kadar zarar verebilir.
Doğruyu söylemek gerekirse, insan kaynakları kimliğim sık sık dışarı çıkar ve bana sesini duyurur. Bu sabah söyledikleri de son derece anlamlıydı benim için. Bir kurumda çalışma yaparken, çalışanlarla da sohbet ederim. Yaptıkları en basit işle başlarım ve bu iş neden önemli sorusunu sorarım. Bir cevap gelir, gelen cevaba karşılık bir kez daha sorarım, peki bu neden önemli ve kime ve ne katkı sağlıyor? Birkaç tekrardan sonra, bu neden önemli ve kime ve ne katkı sağlıyor sorularının cevabı mutlaka kurumun varlık nedenine gider dayanır. Yani bir kurumda çalışan her bir çalışanın varlığı ve yaptığı şeyler sadece İ ve Ş harflerinden ibaret olmadığı gibi, kişinin kendi bireysel katkısıyla zenginleşen ve kurumun varlık amacına hizmet eden bir anlama sahiptir. Sıkıntının ortaya çıkmasının bana göre tek nedeni, çalışanların sadece yaptıkları işi görmeleri ve kurumun varlık nedenini ve en büyük hedeflerini ya da güncel söyleyişle kurumun vizyonunu bilmemelerinden veya yaptıkları işle bu vizyon arasında giden yolun çizilmemiş olmasından kaynaklanır.
Kurumlar (ister çok büyük ölçekli, ister küçük ölçekli olsun ve hangi sektörde olursa olsun), çalışanlarının yüksek verim ve yüksek bağlılıkla çalışmalarını hedefliyorlarsa, yapılması gereken en önemli şeylerden bir tanesi de işi, İ ve Ş harfleri ile tanımlamak yerine, o işin arkasında barındırdığı güçlü anlamla birlikte bir tanım yapmaları ve bu güçlü anlamı hem kurum yöneticilerinin, hem de her bir çalışanın fark etmesini sağlamalarıdır. Bence kurumsal olarak kafa yorulması gereken en güçlü nokta da budur.