Harekete geçmek, karar vermek, ne istediğini bilmek, yürümek, gülümseyerek, mutluluğu fark ederek, ileriye bakarak yürümek yaşam yolculuğumuzda… Kimi zaman zor, kimi zaman imkansız ama belki de kolay. Zor çünkü engelleri görüyoruz, zor çünkü ne istemediğimizi biliyoruz, zor çünkü belirsiz. Ama belki de kolay, çünkü en derinde biliyoruz ne istediğimizi, üzeri dolsa da istemediklerimizle, kararsızlıklarla, söylenenlerle, kaygılarla, en derinde biliyoruz ne olsa iyi olur bizim için. O halde çözüm nerede? Çözüm kendimizle tanışmakta, kendimizle vakit geçirmekte, kendimizi dinlemekte, kendimizi anlamakta, düşünmekte, hayal kurmakta, plan yapmakta, harekete geçmekte, risk almakta, cesaretle ve kararlılıkla devam etmekte. Çözüm zaman zaman soru sormakta kendimize. Açık yürekli ve cesur sorular, sadece cevabını bildiğimiz sorular değil, aynı zamanda bizi yolda tutacak, devinimi koruyacak, tam da istediğimize ulaştıracak yol açıcı, düşündürücü, güçlü sorular. Cevapları zor da olsa, bizi yoracak da olsa sormak o soruları. Ama cevapsız da bırakmamak, birer birer cevaplamak sorularımızı, ardından da cevapları kullanarak yürümeye devam etmek. Aslında kendimizle ortaklık kurmak, kendimizle birlikte olmak, kendimizin ve istediklerimizin farkında olmak, istemediklerimizi bildiğimiz kadar, istediklerimizi de bilmek. En önemlisi de fark etmek: hayat aslında bizim, hayat aslında kendimizle güzel, kendimiz olmazsak, kendimiz mutlu değilsek, kendimiz istediklerimizi fark edip, onlara ulaşmak için çaba göstermiyorsak, ulaştıklarımızı, mutluluklarımızı, sahip olduklarımızı fark edemiyorsak, işte o zaman hayat anlamsız, işte o zaman hayat tek düze, işte o zaman hayat sıkıcı, işte o zaman hayat zor, belki de o zaman yaşadığımız hayat bizim değil, başkalarının hayatı.
Yarın güne şu cümleyle başlamaya ne dersiniz, “Bugün bundan sonraki hayatımın ilk ve en güzel günü”. Ardından ne dersiniz kendinize sormaya “Bugün benim için neler olmalı, kendim için neler yapmalıyım, sevdiklerim için neler yapmalıyım, hayatım için neler yapmalıyım, gece yattığımda neler yapmış olmak beni mutlu eder?” Ve var mısınız gün tamamlanıp yatmaya hazır olduğunuzda, yaşadığınız günün içinden sizin için anlamı olan, keyif veren, içinizi ısıtan, birkaç güzel şeyi bulup çıkarmaya, belki de bulup çıkardıklarınızı küçücük bir başucu defterine yazmaya? Sakın yanlış anlamayın büyük şeyler aramanıza gerek yok, içinizi ısıtan güneşin farkındalığı bile güzel şeylerden biri olabilir isterseniz. Ve yine var mısınız ertesi sabah uyandığınızda o farkındalıkla uyanmaya, küçücük bir göz atmaya başucu defterine, nefes alıyorsam varım diyerek gelen günü karşılamaya?
Elinize yüreğinize sağlık çok keyifli bir yazı
Aktan Bey çok teşekkür ederim.
Nazli cim eline saglik. İnsani dugulara yureklendiren harika bir yazi. Yas ilerledikce umutsuzluk da cogaliyor ama inanki Okurken kendime geldim ‘nefes aliyorsam varim’ dedim. Tesekkurler.
Nazancım ne güzel, duyduklarıma çok mutlu oldum.