Yeni Bir Haftaya Başlarken Otomatik Pilottan Çıkmak

otopilotEvet, biliyorum, yaşam koşturmaca, yaşam stres ve kızgınlık dolu, her gün birbirinin tekrarı, trafik başlı başına bir dert, şu birlikte yaşadığımız, bizimle çalışan, bizim yöneticimiz olan insanlar bizi çok yoruyor ve geriyor ve hatta bizi hiç anlamıyor. Evet, biliyorum Pazartesi sabahları işe gitmek bazen kâbus oluveriyor, hatta Pazartesi’nin gelişi Pazar’dan belli oluyor. Ama acaba biz bütün bunları nereden karşılıyoruz, otomatik pilot tarafımızdan mı, yoksa fark ederek ve anlamlandırarak mı?

Günlük yaşam telaşıyla sarmalanmışken, içinde bulunduğumuz anda ne hissettiğimizi tam olarak fark etmediğimiz, yaptığımız şey her neyse onunla ilgili duygularımızı tanımlamadığımız ve yaptığımız şeyleri zorunluluk ya da istek çerçevesinde kendimize ifade etmediğimiz zamanlar oluyor. Ne yazık ki böyle zamanlarda yaşamın bazı alanlarını hafiften otomatik pilota teslim ediyoruz ve o da bizi sarsmadan olduğumuz halimizle taşımaya çalışıyor.

Peki, otomatik pilotun devreden çıktığı durumlar nasıl durumlar oluyor? Böyle durumlarda önce duygu tanımlaması yapabiliyoruz. Ardından da bu bir zorunluluk mu, yoksa yapmayı istediğim bir şey mi sorusunun cevabını verebiliyoruz. Zorunluluk veya istek, her iki durumda da içinde bulunduğumuz halin bir seçim olduğunu fark ediyoruz. Bunun bir seçim olduğunu fark etmemizi sağlayan en güçlü şey ise, bu durumun içinde olmanın bizim için neden önemli veya neden gerekli olduğunu fark etmek oluyor. O anda o şey her neyse onu yapıyor olmakla ilgili verdiğimiz cevap zorunlu da değilim, sevmiyorum da ama hala bu işi bu şekilde yapıyorum ise, bunun neden önemli ve neden gerekli olduğu üzerinde kafa yormak, bizi yeni bir seçimle karşı karşıya bırakabiliyor. Seçim çok da karmaşık olmuyor o noktada; olanı olduğu gibi sürdürmek ya da farklı bir yola doğru harekete geçmek. Seçilen yol olanı olduğu gibi sürdürmekse, bu defa bunu seçenin kendimiz olduğunu daha güçlü bir şekilde fark ederek, bu seçimin arkasında durup şikâyetçi olmaktan vaz geçip, o seçimin içinde var olan veya içine eklenebilecek ve iyi hissettirecek parçaları keşfederek gidilecek bir yol oluyor önümüzde uzanan yol. Seçimimiz farklı bir yol seçmekse, bu kez o yolda neler olacak üzerine kafa yorup, ben çıktım ve yürüyorum hissi ile yola koyulmak oluyor yeni alternatif.

İçinde bulunduğumuz durum iş yaşamında veya özel yaşamda ikili bir ilişkide yaşadığımız karışıklık da olabilir, doğrudan yaptığımız işe yönelik bir “işimi sevmiyorum” hali de olabilir. Önemli olan bunları tam farkındalıkla ifade etmek ve sonrasında da seçimlerimizi canlı pilota yani kendimize devretmektir diye düşünüyorum.

Yeni bir iş haftasına başlarken biraz kendinizle ilgili düşünme vaktiniz var mı? Var diyenlerdenseniz, birkaç soru üzerinde düşünmeye ne dersiniz? Soracağım soruların yaşamı otomatik pilottan çıkartıp, şöyle bir soluklanma fırsatı vereceğine inanıyorum.

  1. Şu anda nasıl hissediyorsunuz? (Cevap: Çok Kötü / Aralarda Bir Yerde / Çok İyi)
  2. Şu anda ne yapıyorsunuz?
  3. Şu anda yaptığınız şeyi yapmak zorunda mısınız? (Cevap: Evet / Hayır)
  4. Şu anda ne yapıyorsanız, yaptığınız şeyi yapmak istiyor musunuz? (Cevap: Evet / Hayır)
  5. Şu anda bunu yapıyor olmak sizin için neden önemli ya da neden gerekli?

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.