Bazen o kadar yakında duruyoruz ki olan bitene, her şey öylesine gözümüzün tam önünde oluyor ki, arkada ne var ne yok, dışarıda ne var ne yok, ileride neler var, görmek ve anlamak hiç mümkün olmuyor. Elbette o gözümüzün önündeki yakın görüş çok değerli, ama diğerleri de bir o kadar önemli.
Bir deniz düşünün ve kendinizi denizin içinde ayakta dururken canlandırın gözünüzde, neler fark edersiniz? Sonra o denizin hemen önünde olduğunuzu hayal edin, hani olur ya, ıslak kumların üzerinde, denize dokunacak kadar yakın, şimdi neler fark edersiniz? Sonra uzaklaşın geriye doğru ve öyle baktığınızı hayal edin, sonra da çok yüksek bir tepeden aynı denize bakarken düşünün kendinizi, tıpkı yukarıdaki fotoğraftaki gibi bir görüntüye ve hatta sonrasında da bir deniz uçağı hayal edin ve onun içinde denizin üzerinde gezerken hayal edin kendinizi. Her bakış ve her duruş ne kadar farklı değil mi? Görüntü, ses, his her defasında değişiyor.
Yaşadığımız her olay da aslında tıpkı yukarıdaki denize bakışlar gibi bizim nasıl ve nereden baktığımıza göre değişiyor. Bize zorlu gelen durumlarda, kafa karıştıran ilişkilerde, çözmeye çalışıp çözemediğimiz sorunlarda bu bakışlar hayatı kolaylaştırıyor, çünkü baktığımız her farklı nokta, o duruma yönelik yeni bir keşif demek. Nasıl ki denizin suyuna dokunmak, denizin içindeyken dipteki balıkları görmek farklıyken, yüksek bir tepeden bakınca gördüğümüz manzara çok farklıysa, işte zorlu durumlara farklı noktalardan bakmak da gördüğümüz manzarayı aynı keskinlikte değiştiriyor. İşte o değişim hiç görmediğimiz bir çözüm yolunu bulmamıza, yepyeni bir yöntemle durumun üstesinden gelmemize, aslında da günün sonunda kendimizi daha iyi hissetmemize neden oluyor.
Zorlu durumlarda bunu başarabilmek benim en sevdiğim kelimelerden birisini hatırlarsak oluyor, farkındalık. Farkındalıkla duruma bakarsak ancak farklı bakışlara geçmek mümkün oluyor, bunu yapmadığımız durumda bulunduğumuz yer ve gördüğümüz görüntü her zaman aynı kalmaya devam ediyor. Einstein’ın çok sevdiğim bir sözü var, “Hiçbir problem yaratıldığı düzlemde çözülmez” diyor ünlü bilim adamı. İşte bu farklı bakışlar tam da bu çözüme işaret ediyorlar.
Farklı bakışları farkındalıkla uygulamak, yaşamı daha kolay ve daha keyifle yaşamanın anahtarlarından bir tanesi gibi geliyor bana. Var mısınız bu anahtarı anahtarlığınıza takıp kullanmayı denemeye?