19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun hepimize. Buruk bir kutlama dileği ile kutlu olsun. Soma’da yitirdiğimiz kardeşlerimizi rahmetle analım bu bayram.
Bana göre bayramlarımız anma, kutlama ama bir yandan da dönüp kendimize, ülkemize bakma günleri olmalı. Yaşanan olaylar, kayıplar, tepkiler, gerekçeler, açıklamalar bana bir kez daha nasıl sorumluluk sahibi ve yaptığı işe sahip çıkan nesiller yetiştiririz, neleri farklı yaparsak bu bizim ülke kültürümüz halini alır sorusunu düşündürdü. Yaşanan maden kazası hepimizin içini acıtırken ben bir yandan da hep şunları düşündüm, neden bizde her şey sadece kanunda ve yönetmelikte yazılı, neden kanunları, yönetmelikleri yazabiliyoruz da, uygulatıcılar, uygulayıcılar, uygulananlar, toplum bu yazılı olanların sadece yazılı olarak kalmasının hiçbir anlam ifade etmediğini anlayamıyorlar, anlamak istemiyorlar? Anlayanlar varsa niye uygulanmıyor diye neden hiç sormuyorlar.
Önce insan olarak, vatandaş olarak sorumluluklarımızı bilmek lazım; önce kendimize, sonra yakın çevremize, sonra içinde bulunduğumuz kurumlara, sonra topluma, sonra ülkemize, sonra dünyaya. Güvenlik deniyorsa, önemlidir arkadaşlar. Kurallar yazılıyorsa uygulanmak içindir, olduğu kadar demek için değil; denetim varsa tüm detayları ile yapılsın diyedir, üstün körü olsun bitsin, zamanında tamamlanmış olsun diye değil; her ne iş yapılıyorsa, hangi mevkide olursa olsun inanarak ve sahiplenerek yapılmalıdır, sadece para kazanmak için değil; emniyet kemeri varsa arabalarda, takılmak içindir, polis ceza yazmasın diye değil; trafik ışıkları konulduysa, kırmızı yanıyorsa durmak lazımdır, yol boş basıp geçeyim demek değil; hız sınırı konulduysa, sadece radar olan yerde değil yol boyu uymak lazımdır; çünkü her bir insan, her bir can çok önemlidir arkadaşlar.
Sorumluluk sahibi insan olmak, hem topluma karşı sorumlu insan olmayı, hem kendine karşı sorumlu insan olmayı, hem de bu kültürü toplumun kültürü haline getirmeye çalışan insan olmayı gerektirir. Böyle insan olmak demek gelen nesillere örnek insan olmak demektir. Onların da böyle davranmaları için yol açmak demektir. İşte ancak bunlar olduğunda ülkemizden söz edenler farkındalık ve sorumluluk bilincinin ne kadar da yüksek olduğundan söz etmeye başlarlar, nasıl geldi kulağınıza..
Sorumluluk kültürü yerleştikten sonra, yaşanan problemli durumlarda mazeret üretmek yerine nasıl oldu, neden oldu, bir daha olmaması için neler yaparız sorularını cevaplamak, durumu anlatmak kolaylaşır. Diğer türlü, kabahatten kaçmak için üret üretebildiğin kadar gerekçe ya da havale et kadere gitsin…
Bayramımız kutlu olsun, bir de dilerim ki hepimizin, her birimizin bugünden sonra yeni bir misyonu olsun: “ben” sorumluyum, “ben” değişmeliyim, “ben” örnek olmalıyım, “ben” karar verdim, çünkü bu ülke hepimizin, bu canlar hepimizin, gelecek nesiller hepimizin…