Archive | 18 Eylül 2017

Bildiklerimizi Biliyor Olmak Ne İşimize Yarıyor?

TED konuşmaları dinlemeyi çok severim, çok öğretici ve ilham verici bulurum dinlediklerimin çoğunu. Bazen tek bir cümle yepyeni fikirler oluşturur kafamda.

Hafta sonu Helen Czerski isimli bir fizikçinin TED konuşmasını ilgiyle dinledim. Konuşmanın içinde geçen bir soru üzerinde gün boyu düşündüm.

Bir anısını anlatarak başladı konuşmasına Helen Czerski. Üniversitede fizik öğrencisi olduğu dönemde büyükannesinin evinde ders çalışırken büyükannesi yanına yaklaşıp ne çalıştığını soruyor. Helen Czerkski, kuantum fiziği çalıştığını söylüyor. Torununun verdiği cevabın ardından, büyükannenin beni bütün gün düşündüren sorusu geliyor: What can you do when you know that? Yani bunları bilmen ne işine yarıyor, bilince ne yapabilir hale geliyorsun filan gibi bir soru.

Soru bence çok önemli çünkü, bir çok şey biliyoruz, bir çok yeni bilgi öğreniyoruz, peki sadece biliyor olmak yeterli oluyor mu? Sadece bilmekle kalıyorsak, o zaman o bilginin bize ne faydası oluyor? Edinilen bilgileri sadece bilgi olarak tutmak yerine, bu bilgiyi bilmek benim ne işime yarıyor diye sorarak kullanmak için çaba göstermek bir alışkanlık mı, acaba bu alışkanlıkla ilgili yolculuk nerede başlıyor soruları üzerinde uzun uzun düşündüm.

Bilgi toplama ve kaydetme işi daha doğar doğmaz başlıyor ancak formal bilgi toplama işinin okullarda başladığını biliyoruz. Okullar çocukları teknik bilgi zengini haline getiriyor. Peki acaba bir sonraki önemli adım konusunda ne yapıyor okullar, çocuklar bu bilgileri bilmenin ne işlerine yarayacağını ne kadar öğreniyorlar okulda? Öğrenmeyle kaydedilen bilgiyi kullanmaya dair nasıl bir alışkanlık ediniliyor acaba çocukluktan başlayarak? Bilgiyi dinle, oku, öğren, kaydet adımlarında mı son buluyor alışkanlık, yoksa son bir adım olan bilgiyi uygun olan bir çok alanda kullanmayı dene kısmı da yer buluyor mu bilgiyi kullanma alışkanlıklarının içinde?

Biraz bakalım nasıl ilerliyor süreç; Okuldaki teknik öğrenme bitse de, öğrenme yaşam boyu süren bir aktivite olmayı sürdürüyor; kitap okunuyor, dergi okunuyor, televizyon izleniyor, zaten internet derya deniz, kısacası okulsuz da öğrenme devam ediyor. Mutlu yaşamakla ilgili , sağlıklı yaşamakla ilgili, iyi ebeveyn olmakla ilgili, iyi eğitici olmakla ilgili, iyi lider olmakla ilgili pek çok kaynaktan bu kez teknik olmayabilen ama yaşamın kendisine dair pek çok şey öğreniliyor. Peki bu öğrenilenleri biliyor olmak ne işe yarıyor? Bütün o bilgiler yaşama ne kadar aktarılıyor? Bu sorunun cevabı bilgiyi kullanma alışkanlıklarımıza göre değişiyor.

Bu hafta üzerinde düşünmek üzere bir soru önerim var sizlere: Yaşam boyu önemli olduğunu düşünerek öğrendiklerinizin, bildiklerinizin ne kadarı sadece bilgi olarak zihninizde yer tutuyor, ne kadarı davranışlarınızda, hayata bakışınızda, kararlarınızda, ilişkilerinizde, yaşama biçiminizde hayat buluyor? Acaba sizin edindiğiniz bilgileri kullanma alışkanlıklarınız nasıl? Çok şey biliyorum, ama pek de kullanamıyorum, çünkü benim alışkanlığım “bilgiyi öğren ve kaydet” adımları ile son buluyor mu diyorsunuz, yoksa, “kaydettiğin bilgiyi yararlı bulduysan mutlaka kullan” adımı da var mı alışkanlığınızın içinde?

Verdiğiniz cevaptan memnunsanız, sorun yok, ancak eğer biliyorum ama zaman zaman sadece biliyor olarak kalıyorum diyorsanız, o zaman üzerinde düşünülmesi gereken bir şeyler olabilir demektir.

Mutlu haftalar…