Geleceğimizi Tasarlamak

Hedef koyar mısınız? Elbette, hedefsiz hayat olur mu diyenleri duyuyorum.

Peki hayal kurar mısınız? Tabii diyenlerin yanında, bunca işin arasında hayal kurmak mı diyenleri de duyar gibi oluyorum.

Hedef koymak yaşamda doğru yolda kalmak için yapılması gereken bir iş gibi kabul edilirken, hayal kurmak boşa vakit harcamak gibi algılansa da, aslında hayal kurmak hedef koymanın gerçekçiliğinden uzaklaşmak değil, aksine koyduğumuz hedefleri hikayelendirerek yapmak istediklerimizi daha da netleştirmenin en iyi yöntemlerinden bir tanesi.

Hayal kurmak adımları olan bir süreç: önce geleceğe dair bir amaç oluşturmak ve o amacı hikayeleştirmek, sonra o hikayeyi renklendirmek, hikayenin içindeki sabit görüntüleri üç boyutlu ve hareket eden bir filme dönüştürmek, o filmin içinde neler olduğunu izlemek ve içindeki anlamı keşfetmek, yani bir tür gelecek tasarlamak.

Hayallerle ilgili en önemli bilgi bana göre şu: hayalin içinde oynayan filmi kendimize göre gerçekçi bir bakışla kurguladıysak, yani o filme inanıyorsak, beynimiz onun olurluğunu kabul konusunda çok destekleyici olmaya başlıyor ve o hayale gidecek yolda kararlılıkla yürümemizi sağlayan hedefleri koymamızı kolaylaştırıryor. Yani galiba, hedef koymanın en büyük dostu aslında hayal kurmak.

Ben hayal kuramam diyenlere iyi haber, hayal kurma kapasitesi her birimizde var :); beynimizin insanı insan yapan ve en genç parçası olan prefrontal korteks, düşündüğümüz her şeyi gözümüzde canlandırıp, adeta bir film gibi oynatmamıza izin veriyor. Yani teknik alt yapı müsait. Tek yapılması gereken denemeye başlamak.

En büyük mucitlerden biri hatta birincisi kabul edilen Nikola Tesla’nın yaşamını anlatan, “Zamanın Ötesindeki Deha Tesla” isimli kitabı okudunuz mu bilmiyorum (okumadıysanız da öneririm), hayal etmek ve gerçekleştirmekle çok ilgili bulduğum için, bu kitaptan bir kaç cümle paylaşmak istiyorum:

Tesla şöyle söylüyor: “Benim yöntemim farklı. Hemen işi eyleme dökmeye kalkışmam. Aklıma bir fikir geldiğinde bunu ilk önce kafamda şekillendirmeye başlarım. Yapıyı değiştiririm, eklemeler yaparım ve aygıtı zihnimde çalıştırırım. Yaptığım bir türbini düşüncelerimde işletmem ile atölyemde test etmem arasında benim için bir fark yoktur. Eğer bir dengesizlik varsa, bunu bir yerlere not bile edebilirim.”

Genellikle düşülen yanılgı süreci tersten kurgulamamız oluyor. Önce hedef koyuyoruz, üstelik de SMART hedef denilenlerden (yani spesifik, ölçülebilir, ulaşılabilir, gerçekçi ve ne zamana kadar ulaşılacağı belli olan), ama o hedefin tam olarak ne işe yaramasını istediğimizi, o olduğunda bizim gelecek filmimizde neler olacağını hayal ettirmekten uzak bir cümle. Yani bir gelecek hikayesinden uzak olan hedefler yaratıyoruz. Oysa hedefleri ister vizyon deyin, ister büyük resim, bir hikaye ile bağladığımızda, , o hedefler daha farklı bir anlam kazanıyor.

Sürecin başında adına ister vizyon deyin, ister büyük resim, hikayesini içinde barındıran hayalinizi tüm renkleri ve sesleri ile kurguladığınızda, ona giden yoldaki adım taşlarımız olan hedeflerimizi yaratmak ve her birine ulaşmak da o kadar kolay hale geliyor. Süreci bu şekilde yapılandırdığımızda, hikayeleri hayallerimize birden çok gidiş yolu oluşturmak mümkün oluyor, birinde bir sorun çıkarsa, alternatiften yola devam ediyoruz. Bu da yol boyu ortaya çıkması olası kaygı ve endişeyi azaltıyor. Hikayeli hayallerimiz ne kadar netse, yollarda karşılaşılan zorluklarla baş edebilmek daha kolaylaşıyor, çünkü yarattığımız hayal, yani tasarladığımız gelecek hep gözümüzün önünde bir yerlerde duruyor.

Bu konu şirketlerin yaşamlarında, kişilerin bireysel kariyer yolculuklarında, gençlerin gelecek yaşamlarını tasarlamalarında ve meslek seçimlerinde çok ciddi önem taşıyor. Biz süreci doğru taraftan kurguluyor muyuz sorusunu cevabını vermek gerekiyor.

Ulaşılmak istenen gelecek her ne ise, tıpkı Tesla’nın ve aslında bütün gelecek tasarımcılarının yaptığı gibi işi eyleme dökmeden kafada şekillendirmeye başlamak, detayları ile hayal etmek ve kurgulamak, bütün bunlar tamamlandıktan sonra nasıl yapılır konusunu düşünmek, hayallerin gerçekleşmesinde son derece destekleyici oluyor.

Bu hafta aşağıdaki sorular üzerinde düşünmeye ne dersiniz?

  • Hayal kurmak bana ne ifade ediyor? Bu konuda negatif bir eşleştirme yaptıysam, yani hayal kurmayı zaman kaybı olarak tanımladıysam, bunu değiştirmek ve daha destekleyici bir tanım oluşturmak için neler yapabilirim?
  • Yakın geleceğe dair hayalim ne? Bu hayali gözümde detayları ile canlandırıp, üç boyutlu ve renkli olarak inceledeğimde neler fark ediyorum? Bu hayalim yaşama geçirmeye değer mi? Değerse, neler yaparak o hayale doğru gidebilirim?
  • Uzak geleceğe dair hayalim ne? Onunla ilgili neler görüyorum? Bugün o hayalle ilgili isteyerek yapabileceğim neler var?
  • Beraberimdeki insanların (aileniz, varsa çocuklarınız, iş yerinizde birlikte çalıştığınız çalışma arkadaşlarınız, dostlarınız) içinde bir hikaye barındıran gelecek hayalleri kurmalarını ve o hayale yönelik hedefler koymalarını ne kadar destekliyorum?

Mutlu haftalar…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.