Şikayet Bumerangları

Bu sabah Selçuk Şirin’in 26 Ağustos 2018 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan  “Gelin Türkiye’yi Bir Günde Temizleyelim”  başlıklı yazısını okudum, kesinlikle okumanızı öneririm.

Yazıyı okumaya başladığımda gözüme çarpan “bu bir sorun yazısı değil, çözüm yazısı” cümlesi bana çok iyi geldi ve okuduklarımın dışında bir düşünme alanına alıp götürdü beni. Yazıyı okuduğumda sadece bir sorundan haberdar olmayacak olmak, çözümünü de içinde bulacağımı bilmek iyi geldi sanırım. Çok keyifle okudum yazıyı, sonra da bu konuda bir şeyler yazmak geldi içimden.

Bilmiyorum dikkatinizi çekiyor mu, ama benim çok fazla dikkatimi çeken bir durum var, üstelik bu durum yaşamın her yerinde, iş yaşamında, evde, okullarda, gazetelerde, haberlerde, toplantılarda, daha saysam sayabileceğim bir çok yerde dikkatimi çekiyor. Bir çok insan kendisini ilgilendiren, yaşamakta olduğu sorunları bir çırpıda görüyor. Sonra başlıyor o sorunları anlatmaya, paylaşmaya, yakınmaya, yani tabiri caizse, başlıyor şikayet etmeye. İçinde sadece sorun barındıran, şikayet edeni ve şikayet dinleyeni çok yoran bu durum süreklilik arz eden bir alışkanlık haline gelmeye başladığında, son derece zararlı bir hale dönüşüyor. Şikayetler adeta havaya atılan bir bumerang gibi önce uzaklaşıyor çevredeki insanların gündemine düşüyor, sonra dönüp sahibine geri geliyor. Bu durum hem şikayet eden, hem sorun dinleyenler için (belki de onlara fark ettirmeden) sonsuz bir mutsuzluk kaynağı haline geliyor, çünkü sorunlar havada çarpışırken, ortada pek de çözüm görülmüyor.

Pozitif psikoloji alanında çalışmakta olan Shawn Achor ve Michelle Gielan, Harvard Business Review dergisinde yayınladıkları yazılarında (HBR, September 2014, Consuming Negative News Can Make You Less Effective at Work),  yaptıkları bir deneyin sonucunu paylaşıyorlar.

110 denekle yapılan deneyde, deneklerin yarısına sabah 10:00’dan önce, sadece 3 dakika süreli olumsuz içerikli, sorun odaklı ve çözüm içermeyen haberler izletiliyor, kalan yarısına ise, yine aynı zaman diliminde, çözüm odaklı, bireysel çabanın ve çözümlerin işe yaradığı haberler izletiliyor. Altı saat sonra, tüm deney katılımcılarına bir anket doldurtuluyor. Anket sonucu çok çarpıcı, sorun odaklı program izleyicileri diğer denek grubuna göre değerlendirildiğinde, günlerini “daha mutsuz” olarak nitelendiriyorlar.

Bu sabah okuduğum yazı, beni şikayet ve sorun dile getirme konularında bir kez daha düşündürdü. Hemen arkasından da kendi kendime şunu söylediğimi fark ettim: “şikayetten” şikayet etmek yerine belki de bireysel bir çaba ile, çözümsüz sorun paylaşmaktan, şikayet edip durmaktan vazgeçmeye başlamak için neler yaparız, onları bulmak lazım.

Düşünsenize, şikayet eden herkes, sorunlara çözüm önerisi bulmak için çaba harcasa,  okullarda, evlerde, iş yerlerinde, kısacası yaşanan her yerde şikayeti ve sorun odaklılığı uzaklara atıp, çözüm odaklı düşünmeyi ve konuşmayı alışkanlık haline getirse, sorun ve şikayet dolu cümleler kurmamayı ilke edinse ve bu cümleleri her söylediğinde kendisini yakalasa fena mı olurdu?

Belki bu konuda biraz düşünmek isteriz, ne dersiniz?

Mutlu haftalar…

2 thoughts on “Şikayet Bumerangları

  1. Nazli’cim yine ne güzel bir konuya deginmissin, cok teşekkürler.
    Benim takip ettigim bir site bir seferinde tum takipcilerini “sikayet orucuna” davet etmisti. Acaba biz de hic degilse bir gunluk bir sikayet orucu mu tutsak hep birlikte 😊

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.